•   ANA SAYFA
  • Arşiv

“Şu Anda Yeri Değil” Mazereti Arkasında Bekletilenler!

19 Ocak 2018 tarihinde oluşturuldu Ahmet TÜRK tarafından yazıldı. Gösterim: 4906
  • Yazdır
  • e-Posta

Afrin hareketlenmesinin üzerinden bir hafta geçti. En son, ülkemizin güvenlik politikalarını uygulayan askeri ve sivil bürokrasinin iki önemli temsilcisi Sayın Akar ve Fidan son MGK toplantısının ertesi günü Moskova’ya gitti. Türkiye'nin Afrin ve Menbiç’e operasyon yapacağını defalarca açıklayan Türkiye ile Rusya arasında olan bitenler... Sahada Türkiye lehine ve aleyhine olabilecek değişiklikler... İlk günkü “Fırat’ın batısı bizi ırgalamıyor” tarzındaki tavrı değişmeye başlayan ABD, hangi hamleleri devreye sokar... Bu ve bağlantılı diğer konularla alakalı düşüncelerimizi ve edindiğimiz bilgi setlerini önümüzdeki yazımızda değerlendireceğiz.

Bu yazımda, bu hengâme içinde pek değinemediğim bazı handikapları, kaygılarımı ve gözden kaçan mühim detayları sizlerle paylaşacağım…

Devamını oku...
0
0
0
s2smodern
powered by social2s

Afrin İllüzyonu!

15 Ocak 2018 tarihinde oluşturuldu Ahmet TÜRK tarafından yazıldı. Gösterim: 6306
  • Yazdır
  • e-Posta

1 ) 13 Ocak 2018 itibariyle, TSK sınırda konuşlu obüsleriyle Afrin kırsalındaki YPG mevzilerini vurmaya ve sınıra asker ve zırhlı-mekanize birlikleri yığmaya başladı.

Tıpkı; 15 Şubat 2016, 1 Mayıs 2017, 27 Haziran 2017, 22 Kasım 2017, 18 Eylül 2017 tarihlerinde olduğu gibi… Lakin ne sonuncusu, ne de geçmiş tarihlerde yaşanan tüm bu “Afrin hareketlilikleri” bir türlü “Afrin Harekâtına” dönüşmedi.

Aslında uzun bir süredir operatif anlamda Afrin ve çevresinde sahadayız. En başından beri özel kuvvetlerimiz ve orada iş birliği yaptığımız yerel güçler PKK/YPG hareketliliğine ve hamlelerine anında müdahalelerde bulunabiliyor. Zaten Türkiye Afrin’e “tam kapasite” girebilseydi, bu hamlenin asıl gerekçesi Afrin’in Menbiç ile olan bağlantısını ve terörist sirkülâsyonunu engellemek için olacaktı.

Başından beri yaşanan en büyük sıkıntımız ise bölgedeki güçlerimize hava desteği veremiyoruz. Bırakın hasmımız ABD’yi, müttefikimiz Rusya’da Türk uçaklarına bölgede izin vermiyor!

Tablo bu!

Maalesef bu operasyonlar Sayın Erdoğan’ın “Bir gece ansızın gelebiliriz” şeklinde “bir türlü” gerçekleşmiyor! Tabiri caizse davul zurna çalarak tüm dünyaya ilan edilmediği kalıyor bu operasyonların… Oysa bu tür “harekât”ların ne peşrevi olur, ne de yola koyulduktan sonra geri vitesi!

Devamını oku...
0
0
0
s2smodern
powered by social2s

Suriye'nin Kuzeyinde Neler Oluyor?

09 Ocak 2018 tarihinde oluşturuldu Ahmet TÜRK tarafından yazıldı. Gösterim: 4311
  • Yazdır
  • e-Posta

Londra'da Arapça yayımlanan günlük Şark'ül Evsat (Ortadoğu) gazetesi, ismini açıklamadığı üst düzey bir Batılı yetkiliyi kaynak göstererek, ABD’nin önümüzdeki günlerde Kuzey Suriye ile alakalı yeni bir hamleye girişeceğine dair bir haber yaptı.

Habere göre ABD, “Suriye Demokratik Kuvvetler” adını verdikleri PYD/YPG/PKK ve türevlerine tahsis ettikleri bölgeye “diplomatik tanınmışlık” sağlamak adına “somut” adımlar atmaya ve bu doğrultuda uluslararası örgütler üzerinde etkisini arttırmaya başladı.

Yani, aşağıdaki haritada sarı ile gösterilen, neredeyse Lübnan'ın üç katı büyüklüğündeki bir bölgenin statüsü için uluslararası meşrûiyet ve rıza üretip,  PYD/YPG/PKK ve türevlerine “ülke" yapılmasının temelleri "resmen" atılmak üzere…

Devamını oku...
0
0
0
s2smodern
powered by social2s

29 Aralık 2017 İran Halk Ayaklanması Hakkında

01 Ocak 2018 tarihinde oluşturuldu Ahmet TÜRK tarafından yazıldı. Gösterim: 4753
  • Yazdır
  • e-Posta

29 Aralık 2017 itibariyle İran'da muhalif halk sokağa indi! Aradaki ufak çaplı olanları saymazsak, 2009'dan bu yana İran’daki en büyük protesto gösterileri olarak nitelendirilen bu eylemler,  “hayat pahalılığı” sebebiyle başladı ve bir süre sonra pek çok şehre yayılarak rejim karşıtı eylemlere dönüştü.

ABD Başkanı Trump olayların başladığı ilk günden itibaren eylemleri desteklediğini açıkladı ve tüm dünyaya seslenerek muhalif eylemcilere destek çağrısında bulundu.

Çok ilginçtir; İran, ABD’nin bu hamlesi karşısında ülkesinde muhalif nümayişlerin kaynağını ABD olduğunu açıklamak yerine eylemleri “İran halkının, bazı medeni isteklerini dile getirmek için ve kurumlarla alakalı eleştirel bir yaklaşım sergiledikleri kent meydanlarında yapılan toplantılar” olarak niteledi. Hatta İran Devrimi’nin ilerlemesinde bu tür eylemlerin katkısı olduğunu ifade etti!

Ardından Cumhurbaşkanı Ruhani “…milletin kendini güvende hissetmediği bir ortam yaratmamalıyız. Öte yandan Trump’ın yüreği İran halkına yanmaz, hakkı yok!” şeklinde “devlet tecrübesine” ve “devlet adamlığına” yakışan açıklamalarda bulundu ve itidal tavsiye etti.

İran Olayların ilk başladığı ve dış dünyanın duruma vaz'iyed etmeye çalıştığı sıralarda böyle mutedil ve akıllıca beyanda bulunarak iki önemli iş yaptı: İlki, eylemci vatandaşlarını dışlayarak ve suçlayarak içerideki “keskin ayrışmalara ve kutuplaşmaya” bir resmiyet kazandırmadı. İkincisi ise,  “bu işler ABD ve İsrail’in işi…” kolaycılığına kaçmayarak, İran'ın dış müdahalelere açık bir ülke algısının üretilmesine izin vermedi. Sadece, ABD-Suud-İsrail’i “fırsatçılıkla” suçladı…

Devamını oku...
0
0
0
s2smodern
powered by social2s

“Kamu Kudreti”ne Ortak mı Geliyor?

25 Aralık 2017 tarihinde oluşturuldu Ahmet TÜRK tarafından yazıldı. Gösterim: 4098
  • Yazdır
  • e-Posta

Malumunuz, 8 Kasım 2016 tarihli ve 6755 sayılı KHK'nin 37. maddesiyle, 15 Temmuz Darbe Girişimi sırasında ve sonrasında darbe girişimine karşı duruş sergileyen “resmi” sıfat taşıyan yetkililer için hakkında hukuki, idari, mali cezai dokunulmazlık çıkarılmıştı...

Önceki gün yayınlanan 696 sayılı KHK’nın 121. maddesiyle de, yukarıda bahsettiğimiz 37 maddeye bir fıkra eklendi. Bu fıkrayla da, 15 Temmuz Darbe Girişimine müdahale eden “resmi” bir sıfat taşımayan ve resmi bir görev yerine getirmeyen sivillerde hukuki, idari, mali cezai dokunulmazlar kapsamına alındı…

Bu son düzenlemedeki ilgili kanun maddesi metninin hukuk tekniği açısından çok zayıf olması ve içeriğinde barındırdığı muğlâklık ciddi kaygılara ve tartışmalara yol açtı.

Gerçektende kaygı duyulmayacak gibi değil!

Devamını oku...
0
0
0
s2smodern
powered by social2s

Afrin’e Operasyonu Davul-Zurna Çalarak Duyurmak!

19 Aralık 2017 tarihinde oluşturuldu Ahmet TÜRK tarafından yazıldı. Gösterim: 3928
  • Yazdır
  • e-Posta

Bilhassa geçtiğimiz Ağustos ayından beri, ha girdik ha gireceğiz denilen, daha sonra siyasilerin meydan ve salon konuşmalarında “bir gece ansızın gelebiliriz!” noktasına taşınan Afrin Operasyonu ile alakalı şu günlerde somut bir hareket Yok! Lakin bu konu "münhasıran" ve "itina" ile kamuoyu gündeminde ısrarla diri tutuluyor!

Malumunuz özellikle Sayın Cumhurbaşkanı son zamanlarda sürekli olarak Afrin başta olmak üzere, Menbiç'i, Tel Abyad'ı, Rasulayn'ı, Kamışlı'yı teröristlerden ve onları sevk ve idare eden güçlerden temizleyeceğini sert ve iddialı bir şekilde dillendiriyor.

Tamam, ülke yöneticilerimizin bu özgüvenleri ve bu "üst perdeden" beyanları toplum olarak hepimizi şâd ediyor… Tamam, Afrin'deki terör unsurlarını temizlemek elzem bir hareket, hatta gecikmişten öte geciktirilmiş bir proje… Ancak bu tip mahremâne işletilmesi gereken operatif hamleleri, neredeyse davul zurna çalarak, “Eyy dünya, ey ahali, duyduk duymadık demeyin, yakında Afrin'e gireceğiz” şeklinde ilan etmek pek akıl kârı bir iş değil! En azından bu tip işler böyle yürümüyor!

Ortadoğu ile hemhâl ola ola bizimkilerde; tehdit eden, şikâyet eden, atar yapan, meydan okuyan, yapıp-edeceklerini faş eden, kendi toplumları üzerinden hasımlarına mesaj ileten ve gövde gösterisinde bulunan lider tiplerine evirildiler zamanla!

Oysa bu politik duruş ve kullanılan bu dil; ne "kâideli" devlet anlayışına, ne de bizim Türk devlet geleneğine uyar... Güçlü ve kâideli yönetim modelleri, eğer ülkelerinin egemenlik haklarını ve bekâ faktörlerini tehlikeye sokan bir durum ile karşılaşırlarsa, anında duruma “vaz’iyed” ederler ve gereken neyse onu yaparlar! Ondan sonra diyeceklerini derler!

Yani bu tip operatif hamlelerin ne peşrevi olur, ne de yola koyulduktan sonra geri vitesi!

Devamını oku...
0
0
0
s2smodern
powered by social2s

Ha Soçi Zirvesi, Ha Küçük Kaynarca Antlaşması!

28 Kasım 2017 tarihinde oluşturuldu Ahmet TÜRK tarafından yazıldı. Gösterim: 6574
  • Yazdır
  • e-Posta

1 ) Soçi Zirvesi'nde alınan kararla askerî-istihbarî-siyasî kurumlarımızla birlikte bir "parçası" ve "iştirakçisi" olduğumuzu ilan ettiğimiz “Suriye’de Siyasi Çözüme Geçiş Süreci”; tıpkı geçmişte ayrılıkçı Kürt hareketiyle 3,5 yıl yürüttüğümüz ve neticesinde egemenlik haklarımıza ağır hasarlar aldığımız Çözüm Süreci gibi “sahte" bir barış sürecidir!

Bu sahte barış sürecinin sürecin asıl amacı, uzun güney sınırımız boyunca “rezerv alanlar” oluşturan Suriye’nin kuzeyinde konuşlu CENTCOM ve PKK/YPG kapasitesine, orta ve uzun vadede “meşrûiyet” ve “rıza” üretmektir!

Denize düşen yılana sarılır misali “zorunlu” olarak müttefik olduğumuz ama sahile çıkmamıza rağmen hâlâ “tedbirsiz” davranmaya devam ettiğimiz Rusya; Irak'tan Akdeniz Havzasına kadar, Suriye'nin kuzeyinde 911 km'lik sınırımız boyunca oluşturulması tasarlanan Kürt Koridoru Projesi hususunda ABD-İsrail-Suud ile mutabıktır!

Bu açıdan bakıldığında, Suriye’de geçilmesinde mutabık olunan siyasi sürecin, Suriye barışıyla alakası yoktur! Çünkü ABD/CENTCOM/PKK/YPG ve türevleri tüm kapasiteleriyle birlikte Suriye topraklarının %30’unu işgal etmiş halde iken ve başta Türkiye olmak üzere bölgeyi tehdit etmeye devam ederken bu mümkün değildir.

Devamını oku...
0
0
0
s2smodern
powered by social2s

Suriye’de “Siyasi Çözüm Süreci” Tuzağı!

19 Kasım 2017 tarihinde oluşturuldu Ahmet TÜRK tarafından yazıldı. Gösterim: 4387
  • Yazdır
  • e-Posta

Türkiye şu anda iki büyük tehlike ile yüz yüzedir:

İlki, Ortadoğu’da devlet altı örgütlenmelerle işbirliğine girerek “Kürt Koridoru Mimarisini” sevk ve idare eden, yeri geldiğinde ABD devlet yönetim ve diplomatik prensiplerini bile ihlal edebilecek bir yapıya sahip olan, EUCOM (ABD'nin Avrupa’daki askeri operasyonlarını yürütmekten sorumlu komutanlık.) ve NATO’dan bağımsız şekilde Türkiye ile etkileşime girebilen, Suud ve İsrail için örtülü yedek-ordu teşkil ettiren, içeride FETÖ geriletilip tasfiye edildikçe Türkiye’ye dönüklüğünü ve agresifliğini daha da arttıran CENTCOM.

İkincisi, zorunlu ve yeni müttefikimiz Rusya/Putin’in, ABD-CENTCOM’un ve dahî taşeronları YPG/PYD’nin Suriye’den çıkışı hakkındaki talep ve ısrarlarına rağmen, Türkiye’yi “siyasi çözüm müzakerelerinin” başlatılmasını kabul etmesi yönünde (başta S-400’lerin teslimatı olmak üzere, başka kozları da ileri sürerek) iknaya çalışmasıdır.

Malumunuz CENTCOM’un varlığı ve ürettiği tehlikelerle alakalı belki en fazla yazanlardan biriyim… Hatta CENTCOM’un ve Suud’un Türkiye’nin en cari iki düşmanı olduğuna dair müstakil analizlerimizde oldu:

Devamını oku...
0
0
0
s2smodern
powered by social2s

"Atatürk Açılımı" Hakkında

13 Kasım 2017 tarihinde oluşturuldu Ahmet TÜRK tarafından yazıldı. Gösterim: 6438
  • Yazdır
  • e-Posta

Ülkeyi on altı yıl boyunca tek başına yöneten siyasi iktidarın; kâideli devletten şahsî devlete adım atmasının akabinde girişilecek olan ilk Başkanlık Seçimi arefesinde, ülkenin kurucu lideri Atatürk’ü son günlerde sıkça gündemine alması, hatta CHP’nin elinden kurtarılması gereken bir değer olarak kamuoyuna lanse etmesi, siyasi gündemin ana konularından biri oldu.

Bu hamle siyasi iktidarın “çekirdek” kadro ve seçmeninin bir kısmında şaşkınlık, bir kısmında ise hayal kırıklıklarına yol açtı. Her ne kadar birileri Atatürk Açılımını Türk siyasetinde baskın konumu bulunan muhafazakâr söylem bakımından bir dönüm noktası saysa da, bu hamlenin siyasi iktidar ve ona müzahir çevrelerin dışındaki hedef kitle üzerinde her hangi bir karşılığının ve inandırıcılığının olmadığını düşünüyorum…

Peki, Sayın Erdoğan'ın başlattığı bu Atatürk Açılımını nasıl okumamız lazım? Son dönemlerin popüler kavramlarından birisi “büyük resme bakmak” ya... Biraz da biz bakalım:

Devamını oku...
0
0
0
s2smodern
powered by social2s

Rusya Bizi Şaşırttı mı? Hayır!

04 Kasım 2017 tarihinde oluşturuldu Ahmet TÜRK tarafından yazıldı. Gösterim: 5804
  • Yazdır
  • e-Posta

Türkiye’nin aksine, uluslararası ilişkilerde unutkanlığa düşmeyen, devlet hafızasına sahip bir ülke olan Rusya, dünyadaki diğer nüfuzlu ülkelerin aksine “sürdürülebilir” müttefik ilişkisi yok denecek kadar az olmasıyla da bilinir…

250 yıllık tarihi tecrübelerimizle de sabittir ki; bırakın karşı cephelerde olmayı, müttefikken bile en hafif tabirle “temkinli” olunması ve hayal kırıklığı oluşturan hamlelerine her an hazır olunması gereken bir ülkedir Rusya. Hatta ve hatta, barış zamanlarında yahut çıkarlarımız ortakken bile bizi sinsice satışlarıyla maruftur! İşte, “Domuzdan Post Rus’tan Dost Olmaz!” sözü, Türk-Rus ilişkilerinde yaşanan ve yaşatılanların özetidir.

Malumunuz bilhassa 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden ve ABD’nin alenî hasımlığından sonra, “denize düşen yılana sarılır” misali “dengeler adına” sarıldığımız Rusya ile “zorunlu” bir ittifaka girdik… Belki o şartlarda olması gereken buydu ve bu birliktelik kısa vadede konjonktürel sorunların üstesinden gelmemize de yaradı…

Ama unutulmasın ki, Rus politbürosu da bu anlamda Türkiye’nin kendileriyle olan ortaklığını, ABD-AB-NATO’ya karşı koz olarak kullandığının farkındalar.

Gelinen aşamada işler, yukarıdaki tespitlerimiz istikametinde ilerliyor. Rusya, tarihsel süreçteki içerikle “aynıyla vaki” gelişmelere ve “satışlarına” imza atmaya devam ediyor.

Devamını oku...
0
0
0
s2smodern
powered by social2s

Diğer Makaleler...

  • Mesele "Şehre İhanet"in İtirafı Değil!
  • Yine Geç Kaldık!
  • Vize Krizi'nden Savaşcıl Söylemlere!
  • "Barzanistan" Referandumuna Dair Vaziyet Tespitlerimiz ve Önerilerimiz

Page 4 of 7

  • Start
  • Önceki
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • Sonraki
  • End

Güncel Yazılar

  • ABD, Fırat’ın Doğusundan Sonra İkinci Cepheyi Dedeağaç’tan Açıyor!
  • Milli Güvenlik Açısından “Mülteciler Olgusu”
  • 20. Yüzyılın Kürşad’ı: Osman Batur
  • ABD “Müddet ve Direnç Kazanma” Stratejisini Devreye Soktu!
  • “Stratejik Derinlik” Çukurunun Üstü Örtülüyor!
  • “Sarı Yelekliler” Eyleminin PESCO Antlaşması’yla İlişkisi
  • Suud’un Yemen’deki “Açlık Oyunları” ve ABD'nin Ateşkes Riyakârlığı
  • ABD, Niçin PKK'lı Üç Terörist Başı İçin Ödül Koydu?
  • Suud'un Operatif İstihbarat Hamlesi "Kayıp Gazeteci" Vakası Hakkında
  • "Kader Mahkûmu” Bağlamında Popülist Af Uygulamaları

Medya Bağlantıları

  • Afrin’e Operasyonu Davul-Zurna Çalarak Duyurmak! -YeniÇağ Gazetesi-
  • Ahmet Türk'ten Kudüs Değerlendirmesi-YeniÇağ Gazetesi-
  • "Ha Soçi Zirvesi, Ha Küçük Kaynarca Antlaşması!" -YeniÇağ Gazetesi-
  • "Atatürk Açılımı" Hakkında -YeniÇağ Gazetesi-
  • Vize Krizini Nasıl Okumalıyız? -YeniÇağ Gazetesi-
  • "Dostum" Demenin Bedeli! -YeniÇağ Gazetesi-
  • ABD’nin Zafer Çağlayan Kararı Ne Anlama Geliyor? - YeniÇağ Gazetesi
  • Barzani Açılımı -YeniÇağ Gazetesi-
  • Atarlanma Odaklı Dış Politika! -Yeni Çağ Gazetesi-
  • Kriz mi, Fırsat mı? -Yeniçağ Gazetesi-
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır.
İnternet sitesimizde yayınlanan makale, yazı, döküman, dosyalar ve resimler izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Yukarıdaki maddeyle ilgili sorularınız ve izin işlemleri için lütfen ahmet@turk1399.com e-posta adresi yoluyla temas kurunuz.
Joomla! 3 Templates
HOSTING: HZD Teknoloji Ve İnovasyon San. Ve Tic. Ltd. Şti.
Alemdağ Cd. No : 212 Kat : 3 D: 5 İstiklal Mh. Ümraniye / İstanbul / Turkiye 
Tel: +90 216 632 00 39 Fax: +90 216 632 00 15 info@hzd.com.tr
Goto Top
  •   ANA SAYFA
  • Arşiv